Sosyal medya olarak adlandırılan sanal ortam, toplulukları bir araya getirmesi ve karşılıklı etkileşimi geliştirmesi sebebiyle önem taşımaktadır. Sosyal medya, insanlar arasında yayılmış ve hızla kullanılmaya başlanmıştır. Sosyal medya aynı zamanda, hem işletmeler hem de kullanıcılar için farklı alan sunuyor. İşletmeler; ürünlerinin reklamlarını yapmak, faaliyetlerini duyurmak, müşteri isteklerini takip etmek için sosyal medyayı etkili bir biçimde kullanmaktadır. Kullanıcılar ise; arkadaşlarını bulabilmek, paylaşımda bulunmak, trendlere ulaşmak için kullanmaktadır. Sosyal medya çok yönlü, teknolojik ve etkileşim alanıdır; insanların sosyalleşmesine olanak sağlayan, insanların birbirlerini etkileyebildiği, hızlıca geribildirim alınabilen bir alandır. En önemli özelliği ise, kullanıcıların bu alanda kullanım kontrolüne sahip olmalarıdır. Ayrıca, oldukça kolay bir kullanımı vardır; kolayca insanlara ulaşabilme, iletişim kurabilme imkanı sağlamaktadır.
Benlik ve Benlik Algısı
Benlik, kişinin fiziksel ve psikolojik özelliklerinin birleşimi ve bunun ötesinde kendisi hakkında sahip olduğu algısı olarak tanımlanmaktadır. Benlik, bebekliğimizden yani yaşamımızın ilk anından itibaren, kişinin yaşantısından ve deneyimlerinden edindiği etkileşimlerinden kazanılan bir oluşumdur. Özetle benlik, kişinin kendisini nasıl gördüğü, olumlu veya olumsuz yönde kendisiyle ilgili duygu ve düşünceleri, kendine özgü yargıların sonucu gelişen bir psikolojik özelliktir. Bu gelişme sürecinde, çevresindeki diğer kişiler ile etkileşimi büyük öneme sahiptir. Örneğin, kişiler için diğer insanların onları beğenip beğenmemeleri, onlar hakkındaki değerlendirmeleri, bireyin benlik oluşumunu etkileyebilmektedir. Benlik, gelişimi duran bir süreç değildir; her an gelişmeye devam eder ve yaşam boyunca da bu gelişimine bir şeyler katmaktadır.
Benlik algısı ise, kişinin kendisiyle ilgili algıların tümü anlamına gelmektedir. Kişinin kapasitesi, limitleri, değerleri, eksiklikleri, özelliklerin tümüdür. Yani, kişinin kendisine dair geliştirdiği olumlu veya olumsuz tüm algıları diyebiliriz.
Sosyal Medya ve Benlik Algısı
Yapılan çalışmalar, sosyal medyanın benlik algısını etkilediğini ortaya çıkarmıştır. Sosyal medya, ‘ben kimim’ ile ilgilenmek değil; ‘ben kim olmalıyım’ algısında yer edinmektedir. Sosyal medya, gerçekliğin uzantısından, kimliğin göstergelerine ve davranış örüntülerine bağlı olmadan, kendi algı ortamına ulaşmayı hedeflemektedir. Bu da, kişinin ‘kendim olmalıyım’ eğilimini ortadan kaldırmaktadır. İnsanlar sosyal medyada, kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak karşılaştırma yapmaktadır. Gerçek hayatta, nasıl davranacağımızı çevremizdeki insanların davranışlarına göre belirleriz. Ancak sosyal medya kendi benlik algımızı yansıttığımız bir kimlik alanı haline gelir. O kitlenin parçası olabilmek için de sunduğu bir kimliktir. Özetle, sosyal medya insanlara kendilerini ‘istedikleri gibi’ sunma fırsatı verir.
İnsanlar sosyal medyadan aldıkları olumlu geri bildirim ile benlik algıları yükselmektedir, ancak olumsuz geri bildirim durumlarında da benlik algısının düştüğü görülmüştür. Sosyal medyada görülen sürekli renkli hayat, sürekli pozitif ve enerjik olma hali gerçek benlikten çok dijital benliği yansıtmaktadir. Kişi, yalnızlık çekerken veya iyi hissetmiyorken bu paylaşımları yapabilir, bunu gören kişi de kendisini karşılaştırarak yetersiz hissedebilir. Sosyal medyada yansıtılan her şeyin doğru olmadığı, kurgulanmış senaryolarla maalesef kendimizi kıyaslamış oluruz ve sonucunda da düşük benlik algısı gelişmiş olur. Bu platformların sunduğu ‘beğenilme arzusu’, ‘onay alma ihtiyacı’ kişinin benlik algısını bu şekilde olumsuz etkilemektedir. Yapılan çalışmalar, sosyal medya kullanımı arttıkça beden algısı bozuklukları ve narsistik eğilimlerin de arttığını göstermektedir. Örneğin, sosyal medyada paylaşılan fotoğrafın beğeni sayısı arttıkça kişinin fiziksel görünümüne olan benlik algısı olumlu etkilenebilmektedir.
Sosyal medya, parlak anlarımızın bir göstergesidir. İnsanlar kusurlarını, hatalarını, sıradan günlerini paylaşmazlar. Daha çok mutlu anlarını, başarılarını, özgüvenli hallerini paylaşırlar. Bu da o kişilerin ‘mükemmel’ olduğu algısı oluşur. Ancak, biliyoruz ki mükemmel diye bir şey yoktur. Hepimizin başarısızlıkları, kusurları vardır.. Dediğimiz gibi sosyal medya, sadece ‘olmak istenilen kişi’nin bir yansımasıdır.
Peki Ne Yapmalıyız?
- Farkındalık: Önce sorgulamak ve paylaşılan her şeyi tam gerçeği yansıtmadığını farketmek gerekir.
- Kusurları Kabul Etmek: Kendi kusurlarınızı kabul edin, kendinizi kıyaslamak yerine mükemmel diye bir şey olmadığını bilin.
- Sınır Çizmek: Sosyal medya kullanım süresini kısıtlayın, kimleri takip etmek istediğinize karar verin. Kendi benliğinizle, sosyal medya arasında sınır koyun.
- İletişim: Gerçek, yüz yüze iletişimden kopmayın, sanal ortamdaki iletişim gerçek iletişimin önüne geçtiyse bunu azaltmaya veya dengelemeye çalışın.