Müthiş Psikoloji “Sana İyi Gelir” yolculuğunda, mobil uygulamaya özel ilk seansında geçerli MUTHIS400 koduyla 400 TL indirim seni bekliyor! Müthiş Psikoloji “Sana İyi Gelir” yolculuğunda, mobil uygulamaya özel ilk seansında geçerli MUTHIS400 koduyla 400 TL indirim seni bekliyor! Şimdi Başla
Genel

Bayramda Aile Evinde Tetiklenmek: Neden Bu Kadar Zorlanıyorum?

Rabia Karanfil
Uzm. Klnk. Psk. Rabia Karanfil tarafından yazıldı.
6 Dakika Okuma Süresi
02-06-2025

İyi Oluş Yolculuğuna Başla!

Ücretsiz ön görüşme ile sana en uygun uzmanı seç, online terapiye hemen başla.

Başlayın
Bayramda Aile Evinde Tetiklenmek: Neden Bu Kadar Zorlanıyorum?

Bayramlar birçok kişi için sevinç, dayanışma ve gelenek demekken; bazıları için gerilim, içe kapanma ve yeniden açılan eski yaralar anlamına gelebilir. Özellikle çocukluk evinde geçirilen bayramlar, bireyin geçmişte yaşadığı çatışmaları, duygusal ihmalleri ya da bastırılmış hisleri yeniden tetikleyebilir. Bu yazıda, bayram zamanlarının neden ve nasıl bazı kişilerde yoğun duygusal tepkilere yol açtığı incelenecek; aile sistemleri, bağlanma örüntüleri, travma belleği, duygusal tetiklenme ve bireysel sınırlar gibi psikodinamik kavramlar ışığında mesele ele alınacaktır.

Aile Sistemleri ve Tekrarlayan Roller

Aile evine dönmek, yalnızca fiziksel bir mekâna dönmek değildir; aynı zamanda psikolojik bir atmosfere, eski rollerimize ve duygusal dinamiklere de geri dönüştür. Aile sistemleri teorisine göre, her birey aile içinde belirli bir rol üstlenir—örneğin “barıştırıcı”, “asi”, “başarılı çocuk” ya da “sorun çıkaran”. Bayram gibi sembolik olarak “birliktelik” çağrıştıran dönemlerde bu roller istemsizce yeniden canlanabilir.

Özellikle aile içinde duyulmayan, görülmeyen ya da aşırı sorumluluk yüklenmiş bireyler, çocuklukta üstlendikleri rolü tekrar oynamak zorunda hissedebilirler. Bu durum hem duygusal hem de fiziksel olarak yorucu bir döngü yaratır. Örneğin, her zamanki gibi mutfağın yükünü üstlenen birey aslında geçmişteki “fedakâr çocuk” rolünü tekrar etmektedir. Bu yeniden sahnelenen roller, bireyin geçmiş yaralarıyla yüzleşmesine neden olabilir ve böylece bayramlar bir “tetiklenme alanı”na dönüşür.

Tetiklenme: Travma Anılarının Sessiz Yankısı

Travma araştırmaları, kişisel olarak tehdit edici yaşantıların beynin duygu regülasyon sistemlerini etkilediğini ve bireyin benzer bir ortamla tekrar karşılaştığında bu sistemlerin aktifleştiğini gösteriyor. Bayramlar sırasında ziyaret edilen ev, tanıdık sesler, yemek kokuları, hatta bir bakış veya bir kelime bile geçmiş travmatik deneyimlerin çağrışımını tetikleyebilir.

Bu tetiklenmeler, bazen açık bir anı olarak değil, bedensel ya da duygusal bir tepki olarak ortaya çıkar: kalp çarpıntısı, iç sıkıntısı, ani öfke ya da donakalma hissi. Örneğin, geçmişte duygusal ihmal yaşamış biri, bayram sofrasında herkesin birbirine sevgi gösterdiği bir anda kendini dışlanmış hissedebilir. Bu his, mevcut olayla değil; çocukken duygularının önemsenmemesiyle ilgilidir.

Bağlanma Örüntüleri ve Yeniden Etkileşim

Bağlanma kuramı, bireyin erken bakım verenleriyle kurduğu ilişkinin, ileriki yaşamındaki ilişkilerde nasıl davranacağını büyük ölçüde belirlediğini savunur. Bayramda aile evine dönmek, bireyin çocukken bakım verenleriyle kurduğu duygusal bağın etkilerini yeniden yüzeye çıkarabilir. Güvenli bağlanmış bireyler için bu ziyaret bir sıcaklık kaynağı olabilirken; kaçıngan, kaygılı ya da dezorganize bağlanma örüntüsüne sahip bireyler için bu geri dönüş, güvensizlik, tedirginlik ve yalnızlık anlamına gelebilir.

Araştırmalar, güvensiz bağlanma örüntüsüne sahip bireylerin, ebeveynleriyle yeniden bir araya geldiklerinde daha fazla duygusal stres yaşadığını ortaya koymuştur. Bu stres, geçmişte çözümlenmemiş ilişkisel dinamiklerin tetiklenmesiyle daha da artabilir. Örneğin, eleştirel bir anne ya da mesafeli bir baba figürü, bireyin bugünkü benliğini tehdit altında hissettirmeye yetebilir.

Açılmayan Konular, İçeride Biriken Hisler

Bayramda tetiklenmeye sebep olan bir diğer unsur da konuşulmamış ailevi meselelerdir. Duyguların açıkça ifade edilmediği, bastırmanın norm hâline geldiği ailelerde bireyler geçmiş acıları “yüzeyde mutlu” olarak geçiştirmeye çalışabilir. Ancak bilinçdışı hafıza bu yüzeyselliği tolere edemez; bastırılmış acılar, uygun bir zemin bulduğunda bedensel ya da duygusal tepkilerle kendini ifade eder.

Yapılan çalışmalar, ailelerde bastırılan konuların, özellikle tatil dönemlerinde bireyde anksiyete, sinirlilik, psikosomatik belirtiler ve kendilik değeriyle ilgili çelişkiler yarattığını gösteriyor. Bu yüzden bayramlar, geçmişin konuşulmamış bölümlerine bir “yansıma aynası” olabilir. Sessizlikle kapatılan acılar, bireyin iç dünyasında yankılanmaya devam eder.

Sınırlar: Kendi Alanını Korumak Bayramda Daha da Zor

Duygusal sınırlar her zaman önemli olmakla birlikte, bayram gibi sosyal baskının arttığı dönemlerde daha da zorlayıcı hale gelir. Aile içinde sınır koymak, özellikle duygusal olarak iç içe geçmiş aile sistemlerinde suçlulukla sonuçlanabilir. Bu tür sistemlerde bireyin “hayır” demesi, sadece bir davranış değil; düzenin bozulması anlamına gelir. Bu da bireyin kendini suçlu, bencil ya da “yanlış” hissetmesine neden olabilir.

Bayramda sınır koyamayan birey, bir anda geçmişte olduğu gibi herkesin yükünü sırtında hissedebilir. Bununla birlikte, yapılan araştırmalar özsaygısı yüksek bireylerin, aile içinde sınırlarını daha sağlıklı biçimde koruyabildiğini ve bu sınırların hem ilişkileri hem de içsel dengeyi koruduğunu göstermektedir (Kernis, 2003).

Duygulara Alan Açmak, Kendine Anlayış Göstermek

Bayramda aile evinde tetiklenmek, çoğu zaman geçmişle bugünün duygusal bir çarpışmasıdır. Bu tetiklenmeleri fark etmek, kendinizi “hassas” ya da “anormal” hissettiğiniz anlamına gelmez; aksine, iç dünyanızın size bir şey anlatmaya çalıştığına işarettir. Psikoterapide “duygusal geçiş nesneleri” olarak tanımlanan bu tür deneyimler, geçmiş yaraların fark edilmesi ve onarılması için bir fırsat olabilir.

Eğer bayram sizin için böyle bir tetiklenme alanına dönüşüyorsa, öncelikle kendi duygularınızı geçersiz kılmamayı; sonra da küçük küçük sınırlar çizerek kendi içsel güvenli alanınızı yeniden inşa etmeyi deneyebilirsiniz.

Unutmayın: Sevgi, bağlılık ve aidiyet kadar; bireysellik, sınırlar ve duygusal güvenlik de sağlıklı ilişkilerin temelidir.

Psikolojik testler ile kendinizi test edin!

Sitemizde bulunan psikolojik testler ile ücretsiz ve kolayca kendinizi değerlendirin.

Başlayın

Sitemizde bulunan yazılar farkındalık yaratmak amaçlıdır, tıbbi tavsiye içermemektedir. Psikiyatrik tanıların yalnızca psikiyatri hekimleri tarafından koyulabileceğini unutmayınız.

Benzer Yazılarımız

whatsapp-img
whatsapp-img