Müthiş Psikoloji “Sana İyi Gelir” yolculuğunda, mobil uygulamaya özel ilk seansında geçerli MUTHIS400 koduyla 400 TL indirim seni bekliyor! Müthiş Psikoloji “Sana İyi Gelir” yolculuğunda, mobil uygulamaya özel ilk seansında geçerli MUTHIS400 koduyla 400 TL indirim seni bekliyor! Şimdi Başla
İlişkiler

Bağlanma Stilleri ile Affetme Psikolojisi

Müthiş Psikoloji
Müthiş Psikoloji tarafından yazıldı.
5 Dakika Okuma Süresi
03-06-2025

İyi Oluş Yolculuğuna Başla!

Ücretsiz ön görüşme ile sana en uygun uzmanı seç, online terapiye hemen başla.

Başlayın
Bağlanma Stilleri ile Affetme Psikolojisi

İnsan davranışları ve nedenleri incelendiğinde, aslında her davranışın arkasında giderilmeye çalışılan bir yoksunluk olduğunu görebilmekteyiz. Bu yoksunluğun doyurulmamasıyla ortaya gerilim ve acı çıkar. İhtiyaç olarak adlandırılan biyolojik, fiziksel ve psikolojik olabilen örüntüler karşılanmadığında üzüntüye sebep olmaktadır. İnsanların hissettikleri yoksunluk ile birlikte istedikleri bir şeyi elde etme motivasyonu şüphesiz o insanın ihtiyaçlarıdır. Dünyaya gözlerini açar açmaz ilk fizyolojik ihtiyaçlarını, açlık ve susuzluk gibi, karşıladıktan sonra sevme, ait olma, ilişki, başarı gibi psikolojik ihtiyaçları ortaya çıkar. Bu ilk ihtiyaçlar karşılandığında, bebek ve bakıcı arasında güvenli bir bağlanma gerçekleşir. Dolayısıyla, insanın psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması, bağlanmada önemli bir yeri vardır. Bowlby (1980), bağlanma davranışının ilk önce anne ile çocuk arasında geliştiğini, daha sonrasında ise yetişkinler arasında devam ettiğini belirtmiştir. Bağlanma modeli ile ilgili detaylar için bağlanma stilleri ile ilgili yazıyı okuyabilirsiniz.

Yapılan çalışmalar, romantik aşkı bir bağlanma süreci olarak tanımlamışlardır. Çocukluk döneminde güvenli bağlanma gerçekleştiren bireyler, ileriki yetişkin dönemlerinde ilişki kurmaya daha gönüllüdürler. Birey, sevgi ve ait olma ihtiyacını sağlıklı bir şekilde karşılamaya çalışır. İnsan sosyal bir varlıktır; diğer insanlarla yakın ilişki kurmak isterler. Yakın ilişki; denildiğinde arkadaşlık, aşk, evlilik gibi diğer ilişkiler akla gelebilir. Bu ikili ilişkilerde güvenli bağlanmayla birlikte ihtiyaçların karşılanması söz konusu iken tam tersi de meydana gelmektedir. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığında ilişkilerde anlaşmazlıklar kaçınılmaz olmaktadır. Anlaşmazlıklardan dolayı çatışmalar yaşanmakta ve ortaya çıkan olumsuz duygularla baş etmede affetmenin önemli bir yeri vardır.

Affetmenin Gücü

Affetme, yanlışa uğrayan kişinin güvenin tekrar yeniden oluşması için yanlış yapan kişiye telafi fırsatı sunması olarak tanımlanmaktadır. Affetmenin sadece ilişki içerisinde değil aynı zamanda hayatın pek çok sosyal alanında önemli olduğu kadar bireyin iyilik haline de olumlu katkıları vardır. Affetme, olumsuz duyguları ortadan kaldıran bir tepkidir, ilişkinin devamlılığında önemli bir rolü vardır. Ayrıca, öfke ve intikam gibi duyguları hafifletir ve çiftlerde ilişki doyumunu artırır.  Affetme olgusu kişinin kendine, başkalarına yönelik duygu ve düşüncelerini olumlu etkileyen bir süreçtir. Affetme, kişinin kendisine olan sevgi ve saygısı ile birlikte hata yapan kişiye dair de olumsuz duygulardan vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Yani, olumsuz duygulardan arınma ve nötr duygulara geçişi olarak tanımlanabilir.

Affetme aynı zamanda, travmatik süreçlerde de ruh sağlığına iyi gelen bir durumdur. Örneğin, beklenmedik ani olay veya kayıplarda kişinin yaşadığı durumu affetmesi iyileşmesi anlamına gelmektedir.

Bağlanma temelli olarak baktığımızda, erken yaşlarda anne ile kurulan güvenli bağ, affetme sürecini kolaylaştırmaktadır. Diğer yandan kaygılı bağlanan bireylerin ise affetme süreci daha zor geçmektedir. Örneğin, kaygılı bağlanan yani terk edilme korkuları olan kişinin özsaygısının daha düşük olduğu bilinmekte ve bu kişinin kendisini yaşanan olaylarda suçlu hissetmesine neden olmakla birlikte kendini affetme süreci olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca kaygılı bireyler, ilişkilerde güven duymakta zorlandıkları için ihtiyacı olduğunda partnerinin onun yanında olmayacağını düşünür ve bu sebeple de partnerini affetmesi zorlaşır.

Yapılan araştırmalar, affetmenin üç boyutlu olduğunu ortaya çıkarmıştır. İlk boyut olan kişinin kendisini affetmesi, kendine karşı küskünlük, öfke ve kızgınlığını hafifleterek, kendine karşı olumlu duyguların oluşması olarak tanımlanmaktadır. İkinci boyut olan başkalarını affetme süreci ise merhamet, sevgi gibi hislerle birlikte var olan öfke gibi olumsuz duygulardan vazgeçmesi olarak tanımlanır. Üçüncü boyut ise durumu affetmedir. Bireylerin yaşadığı olumsuz durumlara karşı verdiği olumsuz tepkilerin olumluya veya nötre çevrilmesi durumudur.

Affetme, haksızlığı kabul etme veya merhametten çok daha fazlasıdır. Affetmek, unutmak değildir. Bazen insanlar affedince kendilerine yapılanları unutmak anlamına geldiğini zannederler. Affetme durumu, hem öfkeyi de içeren olumsuz duyguların sonlanmasıdır. Araştırmacılar affetmeyi, kırılmadan kaynaklanan nefret, öfke ve intikam duygularını olumlu duygularla değiştirme olarak tanımlamaktadır.

Psikolojik testler ile kendinizi test edin!

Sitemizde bulunan psikolojik testler ile ücretsiz ve kolayca kendinizi değerlendirin.

Başlayın

Sitemizde bulunan yazılar farkındalık yaratmak amaçlıdır, tıbbi tavsiye içermemektedir. Psikiyatrik tanıların yalnızca psikiyatri hekimleri tarafından koyulabileceğini unutmayınız.

Benzer Yazılarımız

whatsapp-img
whatsapp-img