Müthiş Psikoloji “Sana İyi Gelir” yolculuğunda, mobil uygulamaya özel ilk seansında geçerli MUTHIS400 koduyla 400 TL indirim seni bekliyor! Müthiş Psikoloji “Sana İyi Gelir” yolculuğunda, mobil uygulamaya özel ilk seansında geçerli MUTHIS400 koduyla 400 TL indirim seni bekliyor! Şimdi Başla
Terapi

Terapiye Başlarken Yaşanan Zorluklar

Rabia Karanfil
Uzm. Klnk. Psk. Rabia Karanfil tarafından yazıldı.
9 Dakika Okuma Süresi
22-04-2025

İyi Oluş Yolculuğuna Başla!

Ücretsiz ön görüşme ile sana en uygun uzmanı seç, online terapiye hemen başla.

Başlayın
Terapiye Başlarken Yaşanan Zorluklar

Terapiye başlamak, pek çok kişi için zorlu bir adım olabilir. İnsanların terapiye başlamakta zorlanmasının birkaç psikolojik, kültürel ve bireysel nedeni vardır. Terapinin gerekliliğini anlamak, başlamak için ilk adımı atmak, aynı zamanda bu sürecin zorluklarıyla yüzleşmeyi gerektirir. Bu yazıda, terapiye başlarken yaşanan güçlükleri ve ertelemenin sebeplerini inceleyecek ve bu zorlukların üstesinden nasıl gelinebileceğine dair önerilerde bulunacağım.

İçsel Hazırlık ve İhtiyaç Duyulan Farkındalık

Terapiye başlamak, bir kişinin hayatındaki duygusal ve zihinsel durumuyla yüzleşmek anlamına gelir. İnsanlar genellikle günlük yaşamlarını, başkalarının beklentilerini veya dışsal baskıları yerine getirerek sürdürürler. Terapinin en önemli zorluklarından biri, bir kişinin bu rutinini bozarak içsel dünyasında derin bir incelemeye gitme ihtiyacıdır. İçsel dünyanın karmaşıklığı, kişisel sorunlar ve duygusal travmalar genellikle bir kişinin bu adımı atmasını engeller. Birçok insan terapiye başlamak için, duygusal ihtiyaçlarının farkına varmak ve bu ihtiyaçları dışa vurmak konusunda hazırlıklı hissetmeyebilir.

Pek çok birey, terapiyi bir "zayıflık" veya "kontrol kaybı" olarak algılar. Onlara göre terapiye gitmek, duygusal olarak "zayıf" oldukları anlamına gelir. Bu düşünceler, terapötik sürece başlamakta önemli bir engel oluşturur. Birçok kültürel bağlamda, yardım almak bir tür bağımlılık veya yetersizlik göstergesi olarak görülür. Bu nedenle, terapiye başlamak, duygusal direncin kırılması ve kişinin duygusal yardım almayı kabul etmesi gerektiği bir süreçtir.

Korku ve Kaygı: Yüzleşme Korkusu

Terapiye başlamak, insanın korku ve kaygılarıyla yüzleşmesini gerektirir. İnsanlar, terapiye başlamadan önce sıklıkla mevcut sorunlarının daha da kötüleşeceğini veya başkalarına açıldıklarında mahcup olacaklarını düşünürler. Özellikle duygusal travmalar, geçmişteki acılar ve travmalar, başkalarına açılmayı zorlaştıran önemli faktörlerdir. Bu korku, terapötik sürecin başlangıcındaki en büyük engellerden biridir.

Kişiler, geçmişteki travmalarını ortaya çıkarmaktan ve bu travmalara duygusal olarak yeniden girmelerinden korkarlar. Kaygı, genellikle bu sürecin travmatik olacağı ve kişinin daha kötü hissetmesine yol açacağı düşüncesiyle bağlantılıdır. Ancak terapinin asıl amacı, bu korku ve kaygılarla yüzleşmek ve onları sağlıklı bir şekilde işlemek olduğundan, başlamak ve bu kaygılarla yüzleşmek gereklidir.

Toplumsal Etkiler ve Stigma

Birçok toplumda, psikolojik yardım almak hala tabulara dayalı bir konudur. Zihinsel sağlık sorunları genellikle dışarıdan görülmeyen, bu nedenle de “önemsiz” ya da “kontrol edilebilir” olarak algılanabilir. İnsanlar, terapiste gitmenin toplumsal olarak reddedilen bir davranış olduğu korkusuyla, başkalarının yargılarından kaçınmaya çalışabilirler. Bu sosyal baskı, terapiye başlamak isteyen bireylerin ertelemesine neden olabilir.

Terapinin yalnızca ciddi zihinsel sağlık sorunları olan kişiler için olduğu gibi yanlış bir inanış, birçok kişinin erken aşamalarda terapiye başlamaktan kaçınmasına yol açar. “Yalnızca depresyonu olan ya da ağır travmalar yaşamış kişiler terapiye gider” şeklindeki yanlış algı, insanların ihtiyaç duyduğu ruhsal desteği almak için adım atmalarını engeller.

Bilinmezlik ve Güvensizlik

Bazı insanlar, terapistin kim olduğunu, sürecin nasıl işlediğini ya da terapiden beklenen faydaların neler olduğunu bilmedikleri için terapiye başlamakta zorluk yaşayabilirler. Özellikle terapiye hiç gitmemiş bireyler için süreç tamamen bilinmezdir ve bu bilinmezlik, kaygıyı artırabilir. Ayrıca, terapiste güvenmek, kişisel duyguları açmak ve bir yabancıya sorunlarını anlatmak, birçok kişi için zorlayıcı olabilir.

İnsanlar, terapistlerinin onları yargılamayacağına dair güven duygusuna sahip olmadıklarında, terapinin başarısız olacağına dair endişeleri olabilir. Terapistlerin kendilerini anlamayacakları veya problemlerine yeterince duyarlı olamayacakları düşüncesi, terapiyi erteleme sebebidir.

Duygusal Direnç ve Savunma Mekanizmaları

Birçok kişi, terapiye gitmek istemeyebilir çünkü bilinçaltında bazı duygusal dirençler vardır. Savunma mekanizmaları, bir kişinin kendisini olumsuz duygulardan korumak için geliştirdiği stratejilerdir. Bu savunmalar, kişinin travmalarını hatırlamasını engelleyen, yüzleşmekten kaçınmasını sağlayan ve duygu durumunu koruyan stratejilerdir. Kişiler, terapinin kendilerini duygusal olarak “açığa” çıkaracağına dair korku taşırlar. Savunma mekanizmaları bu durumda terapiye başlama sürecini erteleme ya da tamamen engelleme işlevi görebilir.

Bireysel Değişim Korkusu

Terapi, değişim gerektirir. Bu değişim, bir kişinin hayatının her alanını etkileyebilir. İnsanlar değişimden korkarlar, çünkü bilinçli ya da bilinçsiz olarak mevcut durumlarını, ne olursa olsun tanıyabilir ve bu durumdan bir tür güven duyabilirler. Terapide değişim, yeni bir bakış açısı, duygusal sağalma ve daha sağlıklı davranışları içerir. Ancak insanlar bu değişimin ne olacağını, nasıl hissedeceklerini veya hayatlarının nasıl şekilleneceğini bilemezler. Bu belirsizlik, değişim korkusuyla birleşir ve başlamak için engel oluşturur.

Motivasyon Eksikliği ve Faydalarını Bilmemek

Terapinin faydaları konusunda yeterince farkındalık eksikliği de bir diğer engel olabilir. İnsanlar, terapiye başlamakta zorlanırken, bunun neden gerekli olduğunu veya kişisel gelişimleri için nasıl bir katkı sağlayacağını doğal olarak bilmeyebilirler. Ayrıca, insanlar terapiye başlasa da ilk seanslarda anında bir değişim hissetmeyeceklerini için motivasyon kaybı yaşayabilirler. "2 seans oldu hala iyi olmadım" . Terapinin uzun vadeli faydalarını görmek bazen zaman alabilir ve bu süreçte hemen sonuç almayı beklemek, kişiyi bu şekilde bir hayal kırıklığına uğratabilir. 

Bilişsel Çarpıtmalar ve Engelleyen Düşünceler

Bilişsel çarpıtmalar, kişilerin düşüncelerini olumsuz ve gerçeklikten uzak şekilde şekillendirmesine yol açar, bu da terapinin faydalarını görmelerini zorlaştırabilir. Terapiye başlarken karşılaşılan bazı bilişsel çarpıtma türleri:

  1. Aşırı Genelleştirme
    Bir olumsuz deneyim, tüm hayatı olumsuz etkiliyormuş gibi algılanır. Örneğin, önceki terapiden fayda görmeyen bir kişi, tüm terapilerin işe yaramaz olduğuna karar verebilir.

  2. Felaketleştirme
    Kişi, terapinin en kötü sonuçlarla sonuçlanacağını düşünür. Örneğin, "Terapiye başlarsam, her şey daha kötü olur" gibi düşünceler terapiye başlama cesaretini engeller.

  3. Kişisel Saldırılar
    Birey, dışsal olayları ve ilişkileri kendine mal eder ve "Ben başarısızım, terapi buna bir çözüm getiremez" gibi düşüncelerle terapiye başlamaktan kaçınır.

  4. Zihinsel Filtreleme
    Kişi sadece olumsuz düşüncelerini dikkate alır ve terapiye dair tüm olumlu olasılıkları göz ardı eder. Bu, terapinin yararlarını görmeyi engeller.

  5. Etiketleme
    Birey kendini ya da başkalarını olumsuz etiketlerle tanımlar. "Zayıf" veya "yetersiz" gibi etiketler, terapiye başlama isteğini zayıflatır ve değişim için umut bırakmaz.

Bu bilişsel çarpıtmaların farkında olmak, terapiye başlama sürecinde daha sağlıklı bir yaklaşım geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Değişim İçin İlk Adım

Terapinin başlangıcı, kişisel cesaret, farkındalık ve duygusal hazırlık gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte karşılaşılan bilişsel çarpıtmalar, kişilerin kendi düşüncelerinde yanılgılara düşmesine ve terapiyi ertelemesine neden olabilir. Ancak bu çarpıtmaların farkına varmak, bireyin terapötik sürece sağlıklı bir şekilde başlamasına yardımcı olabilir. 

Eğer terapiye başlama konusunda zorlanıyorsanız, unutmayın ki her büyük değişim, küçük bir adımla başlar. Harekete geçmek, duygusal iyileşmenin ilk adımını atmak demektir.

Kendinize yardım etmek, benliğinize sunabileceğiniz en değerli hediyedir. 

Psikolojik testler ile kendinizi test edin!

Sitemizde bulunan psikolojik testler ile ücretsiz ve kolayca kendinizi değerlendirin.

Başlayın

Sitemizde bulunan yazılar farkındalık yaratmak amaçlıdır, tıbbi tavsiye içermemektedir. Psikiyatrik tanıların yalnızca psikiyatri hekimleri tarafından koyulabileceğini unutmayınız.

Benzer Yazılarımız

whatsapp-img
whatsapp-img